Nörolojik hastalıkların büyük bir kısmı, hastalığın doğal gidişatı içerisinde sakatlığa sebep olan ve hastaları günlük yaşam aktivitelerinde bağımlı bir duruma getiren tablolar şeklinde karşımıza çıkar. Sakatlık, toplum sağlığını ilgilendiren ana nedenlerden biridir. Sakatlık safhasında, hastalığın tanı ve medikal tedavisinin yanında rehabilitasyonu da gündeme gelir. Nörolojik rahatsızlıkların rehabilitasyonu ile hastaların bağımsızlık dereceleri yükselir ve yaşam kalitesi artar.
Sağlığın Tanımı ve Bozulması
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) sağlığı, fiziksel, ruhsal ve sosyal olarak tam bir iyilik hali şeklinde tanımlamıştır. Sağlığın bozulması sırasıyla hastalık, yetersizlik, sakatlık ve engellilik şeklinde adlandırılan bozukluklarla izlenir. DSÖ, 1980 yılında yetersizlik, sakatlık ve engellilik kavramlarına açıklık getirmiştir. Yetersizlik, psikolojik, fizyolojik ya da anatomik yapının fonksiyon kaybı veya normalden sapması olayıdır ve organ seviyesindeki bozuklukları ifade eder.
Sakatlık ve Engellilik
Sakatlık, sağlığın bozulması neticesinde meydana gelen yetersizlikten dolayı herhangi bir yeteneğin, normal kabul edilen bir insana göre azalması ya da kaybedilmesidir. Bireysel düzeydeki bozuklukları ifade eder. Engellilik ise yetersizlik ve sakatlık nedeniyle insanın yaş, cins, sosyal ve kültürel yapısına göre normal kabul edilen yaşam şeklini yerine getirememesi olayıdır. Özetle, yetersizlik organ seviyesindeki, sakatlık bireysel seviyedeki, engellilik ise bireyin sosyal çevre ile uyumundaki dengesizlikleri anlatır.
Rehabilitasyonun Tanımı ve Amacı
Rehabilitasyon, sakat insanı yeniden yaşama hazırlayan tıbbi, fiziksel, psiko-sosyal ve mesleki girişimlerin toplamıdır. Amacı, fizyolojik ya da anatomik yetersizliği ve çevreye uyumsuzluğu bulunan bir insanın fiziksel, ruhsal, toplumsal, mesleki, özel uğraşı ve eğitsel potansiyelini en yüksek seviyeye çıkarmaktır. Rehabilitasyon ekibi; fiziksel tıp ve rehabilitasyon (FTR) uzmanı, nörolog, ortopedist, dahiliye uzmanı, fizyoterapist, sosyal hizmet uzmanı, uğraşı terapisti, konuşma terapisti ve psikolog gibi profesyonellerden oluşur.
Nörolojik Hastalıklarda Rehabilitasyon
Nörolojik hastalıklarda rehabilitasyon, serebrovasküler olaylar, kafa travmaları, medulla spinalis yaralanmaları, multipl skleroz, musküler distrofi ve myopati, serebral palsi, poliomyelit, periferik sinir lezyonları, Parkinson hastalığı, ALS, polinöropatiler, spinoserebellar dejeneratif rahatsızlıklar ve serebellum rahatsızlıkları, myastenia gravis gibi durumları kapsar.
Rehabilitasyon Süreci
Rehabilitasyon süreci, sorunun analizi ve adlandırılması, hastalığın tanımı ve ne derecede olduğunun belirlenmesini içerir. Amaçların oluşturulması ve sorunun ortaya çıkması, hastanın bilgilendirilip onayının alınarak rehabilitasyon planının oluşturulması biçimidir. Problemin çözümü, planın yapılması ve ekip elemanlarının çalışmalarının planlanmasını içerir. Nörolojik bozuklukların rehabilitasyonundaki ana unsurlar; komplikasyonların önüne geçilmesi, iyileşmenin hızlandırılması, uyum stratejilerinin öğretilmesi ve çevresel olayların kolaylaştırılmasıdır.
Hastanın Değerlendirilmesi
Hastanın değerlendirilmesi; bilinç ve kooperasyon, işitme, algılama ve konuşma, motor gücü, duyu, tonus, patolojik refleksler, istemsiz hareketler, postür, deformiteler, eklemlerin hareketi, beslenme, yutma hareketi, mesane-rektum hareketi, kalp ve solunum sistemi, dekübit gibi unsurları kapsar. Serebrovasküler olaylarda, beynin beslenmesi %70 karotis, %30 vertebro-baziller sistem üzerinden gerçekleşir. İskemik (%84) ve hemorajik (%16) olmak üzere iki ana tipte görülür. Lezyonun karşısında hemipleji veya parezi, kranial sinir lezyonları, etkilenen arteriyel sisteme bağlı klinik bulgular, afazi, dizartri, apraksi, algı bozukluğu ve kişilik değişiklikleri gibi belirtiler ortaya çıkar.
Strok Rehabilitasyonu
Strok rehabilitasyonu, akut bakım, yeniden aktivasyon oluşturma ve yeniden uyum oluşturma aşamalarını içermektedir. Kardiyak komplikasyonlar, aspirasyon pnömonisi ve venöz tromboembolizmi azaltmak, beslenme, deri bakımı, hareket açıklığı, fizyolojik mesane ve bağırsak çalışmasını korumak için hem tıbbi hem de rehabilitasyon önlemlerini erken zamanda almak gerekir. Bu anlamda, strok geçiren hastalarda rehabilitasyona başlanacağı zaman sorusu akla gelir. Aklı yerinde olan hastalar rehabilitasyon yaparken yardımcı olur ve stabil şekilde olanlar birkaç gün sonra daha iyi bir programa başlayabilirler. İskemik kalp hastalığı olan hemiplejik hastalar iyi bir rehabilitasyona ortalama 8 günün ardından kabul görmektedir. Birçok çalışmada, rehabilitasyona ne kadar erken başlanırsa o kadar etkili olduğu saptanmıştır.
|
Nörolojik rahatsızlıklar yaşayan biri olarak, bu hastalıkların günlük yaşam üzerindeki etkilerini derinlemesine deneyimlemiş olmanın zorluğunu anlıyorum. Sakatlık durumunun insanı bağımlı hale getirmesi, hastalığın tanısı ve tedavisinin yanında rehabilitasyonun da önemini ortaya koyuyor. Rehabilitasyon sürecinin, yaşam kalitesini artırma ve bağımsızlık derecelerini yükseltme konusundaki rolü gerçekten hayati. Dünya Sağlık Örgütü'nün sağlık tanımına göre, fiziksel, ruhsal ve sosyal iyi olma hali sağlığın temelini oluşturuyor; fakat bu dengelerin bozulması, bireyleri yetersizlik ve sakatlık durumlarına sürüklüyor. Bu noktada, rehabilitasyonun kapsamı ve amacı da oldukça önemli. Rehabilitasyon sürecinin sadece fiziksel değil, aynı zamanda psiko-sosyal boyutları da içermesi, bireyin genel sağlığı üzerinde ne denli etkili olabilir? Özellikle nörolojik hastalıklarda rehabilitasyonun kapsamı, bireyin yaşadığı zorlukları aşabilmesi için kritik bir aşama. Rehabilitasyon sürecinde, hastaların değerlendirilmesi ve doğru bir planlamanın yapılması gerekliliği, hangi adımların atılacağı konusunda büyük bir önem taşıyor. Bu süreçte, hastanın ihtiyaçlarına yönelik bireysel bir yaklaşım benimsenmesi, iyileşme sürecinin hızlanmasını sağlayabilir. Strok rehabilitasyonu örneğinde olduğu gibi, rehabilitasyonun ne kadar erken başlaması gerektiği sorusu, çoğu zaman aklımı kurcalıyor. Aklı yerinde olan hastaların rehabilitasyon sürecine dahil edilmesi, sürecin etkinliği açısından kritik. Bu durum, fiziksel ve ruhsal açıdan yeniden bir uyum sağlamanın ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Özellikle, erken müdahalenin sonuçları üzerine yapılan araştırmalar, bu sürecin etkisini net bir şekilde ortaya koyuyor. Sonuç olarak, nörolojik hastalıklar ve bunların rehabilitasyonu konusundaki bilgi ve deneyimler, hem hastalar hem de sağlık profesyonelleri için büyük bir değer taşıyor. Bu konudaki bilinçlenmenin artması, rehabilitasyon hizmetlerinin kalitesini artırabilir ve bireylerin yaşam kalitesini yükseltebilir.
Cevap yazNörolojik Hastalıkların Günlük Yaşama Etkileri
Mahmut Sami, nörölojik rahatsızlıkların bireylerin gündelik yaşamını ne denli etkilediğini anlamak oldukça önemli. Bu tür hastalıklar, sadece fiziksel yetenekleri değil, aynı zamanda psikolojik ve sosyal boyutları da etkileyebilir. Yaşam kalitesinin artırılması ve bağımsızlığın sağlanması adına rehabilitasyon sürecinin kapsamı büyük bir rol oynuyor.
Rehabilitasyonun Önemi
Rehabilitasyon, bireylerin yaşadığı zorlukları aşabilmesi için kritik bir aşama olarak öne çıkıyor. Bu süreçte, bireysel ihtiyaçların belirlenmesi ve uygun bir planlamanın yapılması elzem. Mahmut Sami, rehabilitasyonun sadece fiziksel değil, aynı zamanda psikolojik ve sosyal yönlerinin de dikkate alınması gerektiğini vurgulamakta oldukça haklı. Bu bütünsel yaklaşım, bireyin genel sağlığı üzerinde olumlu bir etki yaratacaktır.
Erken Müdahalenin Rolü
Strok rehabilitasyonu örneğinde olduğu gibi, erken müdahalenin sağladığı avantajlar dikkate alındığında, bu süreçte hastaların aktif olarak yer alması gerektiği de oldukça önemli. Mahmut Sami’nin belirttiği gibi, aklı yerinde olan hastaların rehabilitasyon sürecine dahil edilmesi, hem fiziksel hem de ruhsal açıdan yeniden uyum sağlama sürecini hızlandırabilir. Erken müdahale ile elde edilen olumlu sonuçlar, bu yaklaşımın ne denli etkili olduğunu göstermektedir.
Sonuç ve Bilinçlenme
Sonuç olarak, nörölojik hastalıklar ve bunların rehabilitasyonu konusunda artan bilgi ve deneyim, hem hastalar hem de sağlık profesyonelleri için büyük bir değer taşımaktadır. Mahmut Sami, bu konuda bilinçlenmenin artmasının, rehabilitasyon hizmetlerinin kalitesini artırabileceğini ve bireylerin yaşam kalitesini yükseltebileceğini vurgulamakta son derece haklı.